18 Aralık 2013 Çarşamba
Tolunoğlu Sanatı
Daha ilk yıllarda Bağdat’a vergi ödemeyi durdurmuş, Mısır maliyesinde ıslahat yaparak halka refah sağlamıştır. Mısır tarihi boyunca en parlak ve refahlı devrini onun zamanında yaşamıştır. Kısa zamanda bütün Mısır’ı kalkındırdı. Fustat yeniden canlandı, bunun yanında kışla ve saraylar mahallesi olarak el-Katayî gelişti. Burada, kendisine muhteşem bir saray, polo sahası ve bir Darü’l-İmâre yaptırdı.
İbn Tolun Camii büyüklüğü, mimari asaleti, plânının sadeliği ile 37 yıl süren büyük bir devrin hatırası olarak yaşamakta ve şehir tablosunu kuvvetle canlandırmaktadır.
6 Kasım 2013 Çarşamba
ÇİN YUAN DÖNEMİ SERAMİKLERİ
Bugün de dünyanın en önemli seramik üretimmerkezlerinden biri olan Çin, tarih boyunca çok
güçlü bir seramik geleneğine sahip olmuştur. Birçok
seramik üretim tekniğini keşfedip geliştiren ve

yüzyıllar boyunca yaşatarak kendine özgü bir
seramik kültürü yaratmışlardır.
Çin’deki ilk seramik üretimi Neolitik Çağ’-
da M.Ö. 6000’li yıllara kadar uzanmaktadır. Daha
sonraki dönemlerde tarihsel gelişim sürecine bağlı
olarak seramik üretim tekniklerinde bir takım
gelişmeler yaşanmış, yeni şekillendirme, pişirim ve
sırlama teknikleri keşfedilerek hayata geçirilmiştir.
Çin kültüründeki ölü gömme ritüellerine bağlı
olarak seramik eşya kullanımı yaygınlaşmış ve
ülkenin birçok bölgesinde seramik üretim merkezleri
oluşmuştur.
Çin seramik sanatının gelişimine kronolojik
bir açıdan bakan bu çalışmanın amacı, dünya
seramik sanatında çok özel bir konuma sahip olan
Çin seramiklerinin oluşumundaki temel evreleri saptamak
ve bu konuda genel bir çerçeve çizmektir.
SONG (M.S. 960 – 1279) VE YUAN (M.S. 1279- 1368) DÖNEMLERİ
Song seramikçiliği Tang Dönemi’ne göre
çok daha çeşitli ve ince bir üsluba sahiptir. Bu
dönemde eğitimli sınıf bu sanata büyük bir değer
vermiş ve seramik endüstrisi daha öncesinde
olmadığı kadar himaye edilmiştir. Geçen yüzyıllarda,
felsefe, edebiyat ve sanat hareketlerinde bir yükselişe
sebep olan tinsel ve entelektüel heyecan,
sarayın kendisine de yayılmıştır. Fakat aynı zamanda
Song Dönemi, ciddi politik zayıflığın yaşandığı
bir dönem olmuştur. 1127’de kuzeyden gelen Chin

güneyde hüküm süren “Güney Song” İmparatorluğu
Hangzhou’daki Saray’dan yönetilmeye başlamıştır.
Güneyin çömlekçilik merkezi olan bu kent, kültürel
hayatın gelmesiyle birlikte gelişmeye başlamıştır.
Song Dönemi seramikleri mükemmelliğini, kendinden
önceki dönemde gerçekleşen stoneware
tekniklerindeki büyük gelişimlere (sıcaklığının ve
atmosferinin düzenlenmesi) borçludur. Nitekim
Tang döneminde seramikçiler, örneğin, demir
bileşiklerinin sır içinde oksidan ortamda sarı, kahverengi
ya da siyah renk verirken; indirgen ortamda
yeşil ya da mavimsi renk tonları verebileceğini
biliyorlardı. Song döneminde bu gibi özellikler daha
sistematik bir şekilde araştırılmıştır. Ayrıca yoğunluk
ve viskozite gibi diğer etkenler ince ince hesaplanarak
etkileri test edilmiştir. Bu dönemde
gökyüzü, su, rüzgârda savrulan yapraklar gibi doğa
etkilerini taklit etmek için sınırlanmış tek renk efektler
tercih edilmiştir. Aynı zamanda Tang döneminin
metal sanatı orijinli formları yumuşatılıp, yeni akıcı
hatların elde edilmesi için ince bir değişikliğe
gidilmiştir. Bu yeni plastik anlayış, hatların daha
yuvarlaklaşmasını gerektirmiş; ağız kenarları yaprak

çiçeğe benzer bir şıklık elde edilmiştir.
“Güney Song” Dönemi’nin en eski başlıca
işleri Hebei bölgesinde Dingzhou şehrinde üretilmiş
olan ve “Ding ware” diye adlandırılan porselenlerdir(
Resim 8). Bu porselenler pürüzsüz, fildişi
renginde sırlarla kaplanmışlardır. Bu özellikleriyle
Tang Dönemi beyaz porselenlerinden bariz bir şekilde
ayrılırlar. Düz ve sade sırlanmış olan “Siyah
Ding” ve “Kırmızı (kırmızımsı kahverengi) Ding”
porselenleri bu dönemin nadir bulunan işleridir.
Yalın formlarıyla dikkat çeken Ding porselenleri en
çok günlük hayatta kullanılsa da süsleme olarak
eklenen lotus, şakayık bitkisi, ejderha ya da balık
gibi çok bilinen Song motiflerinin itina ile işlenmesi
sonucu değerleri daha da yükselmiştir.
Bu gibi oyma ve kazıma dekorlarının
güneyin gri–yeşil Yueh seladonlarından bir miras
olduğu bilinir. Ayrıca bu işler, “Kuzey Seladonları”
diye adlandırılan türün diğer Song Dönemi işleri
arasında yükselmesine dayanak oluşturur. Lüsterli
ve yağ yeşili renklerinde sırla kaplanan pekişmiş gri
bünye, bilindiği üzere Song seramiklerinin
genelinde tipik olmayan “porselenimsi stoneware”
diye sınıflandırılmıştır. Akıcı çizgileri ve mükemmel
bir orantıya sahip biçimiyle tasvir edilen Kuzey
Song vazosunda şakayık çiçeğinin ritmik
süslemeleri, çubuklarla biçimlendirilmiş olup meyilli
iniş çıkışlar sırlama yapılmadan önce gerçekleştirilmiştir.
Kuzey Seladonları’nın üretildiği
başlıca merkezler Shaanxi’deki Yaozhou ve Orta
Hunan’da Lin-ju bölgeleridir.
Kuzey fırınlarının diğer ünlü seramikleri,
soluk ay ışığından lavanta rengine, hatta mor tonlarına
kadar: mavi renkli sırların geniş renk paletine
sahip olan Chun seramikleridir. Oldukça kalın uygulanan
bu sırlarda genellikle kabın dip kısımlarında
akma efektleri görülür. Bu sırlara pişirim öncesinde
bakır oksidin sıçratılmasıyla, mor ve crimson kırmızısının
müthiş canlılığı kazandırılmıştır.
Kuzey Çin’de hanedanlık boyunca üretilen
tabaklar, kaseler, kavanozlar, üç ayaklı buhurdanlıklar
bu renkli stilin en yaygın formlarıdır.
XII. yy.ın başlarında sarayın emriyle
yapılan ve üretimi sadece 20 yıl kadar devam eden
Ju seramikleri, Song Dönemi seramiklerinin en
nadiri ve diğerlerinin arasında en titiz çalışılan
örnekleridir. Yağmurdan sonraki gökyüzünden esinlenen,
olağanüstü güzellikteki Kuzey Seladonları,
devetüyü rengindeki bünyesi ve oldukça yalın, açık
mavimsi yeşil sırları, özellikle belirginleştirilmiş
buz kırığı etkisindeki krakle yüzeyleriyle diğer
stillerden ayrılır. Demir oksidin pişirim
sürecinde değişik reaksiyonlara girdiği diğer bir
seramik tipi Jian işleri olarak anılan “oil spot” (yağ
lekesi) sırlı seramiklerdir. Koyu renk sırın
yüzeyinde görülen efektler su yüzeyinde toplanmış
parlak yağ lekelerini andırır. Küçük, metalik gümüş
grisi lekeler nadir bir görünüm oluşmasını sağlar.İncelikle dekorlanmış Cizhou işleri, isimlerini
Hunan-Hebei hattındaki gelenekten alır. Bu
işlerde sgrafitto desenlerin yapılabilmesi için grimsi
stoneware bünye, genellikle uygun beyaz ya da
kahverengi bir astarla astarlanmıştır. İnsan
figürünün nadiren yer aldığı bu işlerde bitki ve hayvan
desenleri, değişik bordür ya da zeminlerde
işlenmiştir.
Kuzey Song hanedanlığının en asil ve
karakteristik ürünleri seladonlardır. Bu ürünlerin
arasından özellikle Zhejiang şehrinde Longquan
fırınlarında üretilen seladonlar, Çin seramikleri
hayranları için her zaman bir ayrıcalık taşır. Song
dönemi, Longquan seladonları bünye olarak porselen
karakterine yaklaşır, fakat onu büyük bir üne
kavuşturan şey lüsterli ve pürüzsüz yüzeyi ile parlak,
açık mavimsi yeşil sırların derinliğidir.
Kuzeyde yapılan Ju işlerinden etkiler taşıyan
“resmi” Kuan seramikleri de Hangzhou’daki saray
için üretilmişlerdir. Koyu gri renkli bünye, kül
renginden lavanta rengine gri ya da yeşil renkteki
seladon sırlarıyla kaplanmıştır. Bu işlerin ayırt edici
özelliği soğuma sırasında sır yüzeyinde oluşan çatlakların
bilinçli olarak arttırılmasıdır. Hangzhou’ya
çok yakın olan Jiangxi eyaletinin Ching–tê–Chen
(Jingdezhen) bölgesinde yapılan Ch’ing – pai işleri,
saf beyaz porselenin donuk mavimsi yeşil renklerde
sırlanması sonucu kusursuz bir hünerle çok zarif ve
yarı transparan olarak şekillendirilmişlerdir.XIII. yy.ın ortalarında Moğolların Çin
İmparatorluğuna yeniden saldırması sonucu Song
kültürü aşırı derecede etkilenmiş ve seramik sanatında
büyük bir düşüş kendini göstermiştir. Bu
dönemde Fujian ve Guangdong gibi kıyı
şehirlerinden çok fazla kaliteli olmayan, kozmetik
kapları, kutular, kahverengi sırlı büyük saklama
kapları gibi çok sayıda seladon ve Ch’ing – pai eşya
Güneydoğu Asya’ya ve Japonya’ya ihraç

Kubilay Han’ın hükümdar olduğu Yuan
Hanedanlığı boyunca (1279 – 1368), Hindistan ve
Yakın Doğu için üretilen seladonlar daha çok; geniş
tabaklar, şarap kapları gibi formlara sahiptiler.
Osmanlı sultanlarının İran seferlerinden dönerken
yanlarında getirdikleri ve bugün Topkapı Sarayı’nda
çok geniş bir koleksiyonda toplanan bu eserler bu
dönem işlerine örnek oluşturur. Bu işler daha önceki
işlere göre daha ağır üretilmiş olup, kalıpla veya
kazıyarak yapılan dekorlar ilgi çekmektedir. Benzer
kaba zevk, o dönemde üretilen Ch’ing-pai işlerinde
de görülür. Rölyef süslemelerin kalıplanarak kullanıldığı
Shufu işleri Ch’ing-pai’nin diğer gelişim
örnekleridir. Yumurta kabuğu beyazı (sırda çok
hafif bir uçuk mavi ton hissedilir) porselenler diğer
işlerden çatlaksız sırlarıyla ayrılırlar. Bununla birlikte,
Yuan döneminin sonraki dönemlere öncülük eden
en önemli başarısı, XIV. yy.ın ortalarından önce,
kobalt oksidin sır altı dekorlarında kullanılmasıdır.

24 Ekim 2013 Perşembe
MEZOPOTAMYA
UYGARLIĞI

Basra
Körfezine kadar uzanan Fırat Nehri ve Dicle Nehri arasında kalan bölgenin ilk
çağdaki adıdır. Bu bölge; Göç yollarının üzerinde olması, Topraklarının verimli
olması, İkliminin elverişli olması, Irmaklarından sulamada yararlanılması gibi
nedenlerle tarihsel dönemlerin başından itibaren bir çok uygarlıklara sahne
olmuştur.
Bölge
taş bakımından fakir olduğundan günümüze az sayıda eser vermiştir.Ama yazı
geliştiği için edebi eserlerde gelişmişti.Bunların başında destanlar vardı.En
tanınmış eserleri “Gılgamış Destanı, Tufan Hikayesi ve Yaradılış Manzumesi”dir.
Mezopotamyalı tüccarlar “Kral Yolu” denilen yolu genişletmişlerdi. Halk;hürler,korunanlar
ve köleler olarak üçe ayrılırdı.
Hürler:
Bütün haklara sahip kimselerden oluşuyordu.Bunlar rahipler,asiller,memurlar,askerler
ve tüccarlardı. Korunanlar: Hür olan insanların haklarının ancak bir kısmına
sahip insanlardı., Köleler: Hiçbir hakkı olmayan insanlardı ve bu kişiler eşya
gibi alınır satılırdı.
Mezopotamyalılar
tanrıları için ziggurat denilen çok katlı tapınaklar yapmışlardır.Mezopotamya’da
ekonominin temelini tarım teşkil ediyordu.Ayrıca hayvancılık ve balıkçılıkta
gelişmişti.Tarımda toprak tanrının malı sayılıyordu ve ürünün büyük bir kısmı
mabetlere veriliyordu.Ayrıca ekonominin gelişmesinde ticaret de büyük rol
oynamıştır.Suriye ve Anadolu’dan kereste ve maden,Hindistan’dan ise fildişi
getiriliyordu.Bütün ticari faaliyetler takas esasına dayanıyordu.Daha sonra
para olarak gümüş külçeler kullanılmıştır.Ölçü birimleri de
sistemleştirilmiştir.
ANADOLU
UYGARLIKLARI

-Ticaret
ve göç yolları üzerinde olması
-Verimli
topraklara sahip olması
-İklim
koşulları
-Coğrafi
konumu gibi nedenlerle değişik kavimlerin istila ettikleri ve yerleştikleri bir
bölge olmuştur. Yontma Taş Devri'ne ait Antalya Karain Mağarası, Cilalı Taş
Devri'ne ait Konya Çatalhöyük, Maden Devri'ne ait Çanakkale Truva, Konya
Karahöyük, Yozgat Alişar ve Çorum Alacahöyük önemli yerleşim merkezleridir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)